Tuesday, June 09, 2009

ASLA VAZGEÇME


Kendimi bildim bileli diğer insanlardan farklıyım. Onların düşüncelerine girebiliyor, istersem değiştirebiliyorum. Aslında değiştirebiliyordum demek daha doğru olur. Her şey geçen Salı, fen dersinde bayıldığımda başladı. Doktorlarda dahil kimse neden bayıldığımı bilmiyor.
Ben bu olayın güçlerimden kaynaklandığını düşünüyorum. Tabii bu beni rahatlatmıyor. 14 yıl boyunca hiç böyle şeyler olmamıştı. Hastanede birkaç kontrolüm yapıldıktan sonra eve gönderildim. Evde annem bana kraliçe gibi davrandı. Pastalar, dondurmalar, krepler ve daha neler neler… Ama bir zaman sonra bu bıktırıcı bir hal aldı. Herhalde bir günde beş yüz kilo almışımdır. Anneme kaç kere hayır dedim ama yinede dinletemedim. Son çare olarak düşüncelerini değiştirmeye giriştim ama yapamadım. İşte o zaman fark ettim eskisi gibi olmadığımı. Sinirli bir şekilde bilgisayarımın başına oturdum ve msn’imi açtım. Bir anda kim olduğunu bilmediğim ve listemde kayıtlı olmayan biri mesaj yazdı; Seni almaya geliyoruz.
Hemen yazdım:
Leyla; Sen de kimsin?
; Yakında en yakınların olacak kişilerden biriyim.
Leyla ; Ne demek İstiyorsun?
; Sadece biraz sabretmelisin. Gelip seni alacaklar ve acıların sona erecek.
Leyla; Ne acısı? Ben çok iyiyim ve hiçbir yere gitmeyeceğim. Hem ailem izin vermez. Onların fikirlerini değiştiremezsiniz.
; Leyla, tek gücü olan sen değilsin.
Ve anında bilgisayar kapandı. Odamın dışından konuşma sesleri gelmeye başladı. Hemen aşağıya indim.
Aşağıda bembeyaz giyinmiş bir kadın ve bir erkek vardı. Kadın sapsarı saçlarıyla güneş gibi parlıyordu. Çok güzellerdi ama gözlerinin içleri umutsuzluk kaynıyordu. Yavaşça aşağıya indim ve anında:
- Sizinle gelmiyorum, dedim.
- Ama güzel kızım bu doktorlar senin bayılma sebebini bulmuşlar ve seni iyileştireceklermiş.
- Ama-
- Aması maması yok. Gitmezsen canın daha çok acımış.
- Anne! Benim canım acımıyor!
- Gitmeliyiz, geç kalıyoruz.
Uzun uzun anneme ve babama baktım. Beni duysunlar ve onların kontrolünden çıksınlar diye ama olmadı. Karşımda duran kadın elini uzattı. Benim istemim dışı olarak elim oraya gitti. Hemen aklımın bir kenarına yazdım; bu kadın insanın hareketlerini kontrol ediyor.
Kapıdan annem ve babama el salladım. Keşke güçlerim olsaydı da bu olaydan kurtulsaydım diye düşündüm. Annemler kapıyı kapatır kapatmaz nefesim kesildi. Acı. Hem de ne acı. Ölmek istedim. Çünkü bu tarif edilemez acı bitmek bilmiyordu. Zar zor gözümü araladım, kadın bana endişe ile bakıyordu:
- Sence geç mi kaldık?
- Sanmam.
- “Sanmam” mı? Tahminlere kalırsak kim bilir kıza ne olur.
- Fark ettin mi bilmiyorum ama kızın bilinci yerinde.
- Pekâlâ, ne yapalım dersin?
- Bence onu bir an önce Aliend’e götürelim.
- Tamam.
Sonra kadın cebinden bir şey çıkardı ve onunla havayı yardı. Havada dev bir kara delik oluştu ve bizi içine çekti.


DEVAM EDECEK ...

0 comments: